Merhabalar
Hepimizin sahip olduğu ama hiç birimizinkinin birbirine benzemediği güzeller güzeli cilt dünyamızda gezmeye devam ediyoruz.
Cildimizin bir yatak gibi katmanlardan oluştuğunu şu yazıda anlatmıştım . Bu yazıda ise sadece “çarşaf” tabakadan bahsetmek istiyorum..
Cildin enn üst tabakası..Elle tutulur gözle görülür, makyajla süslenir kısım. Her kadının en samimi dostu olan büyütücü aynamıza şöyle bir baktığımızda neler görürüz neler…
Kocaman gözenekler? Belirgin kılcal damarlar? Pullanmalar, soyulmalar? Münasebetsiz tüyler??
Her insanda cilt farklıdır. Hatta aynı insanda yaşa bağlı olarak cilt özellikleri de değişir. “Bebek cildi” sımsıkı gözenekleri taptaze hücreleri ile hepimizin gıpta ettiği canlı hatta capcanlı cilt tipidir.
Oysa kimimizi ergenlikte ve hormonların alt üst olduğu günlerde sivilceler basar, kimimiz çok açık tenliyizdir, camdan baksak cilt kıpkırmızı yanar, bazılarımız yaşlanır kupkuru kırışır bazılarımız gevşer sarkar..
Bu yüz cildini ergenlikle beraber ele alıp yıllar boyunca iyi bakarak uzun süre gençliğini, güzelliğini koruyabiliriz. Onu sevip okşamalıı, ihtiyacı olan herşeyi sunmalıyız ki o da aydınlık ve mutlu bir cilt olsun.
En temel neye ihtiyacı var canımız cildimizin? NEM! Bol su içmeli, uygun ürünlerle nemlendirmeliyiz.. İyi hoş da nemlendirme için krem şart mı? Cildimizi gün içinde süngerle cop cop ıslatsak nemlenmez mi?
Aksine suda çok kalan cilt daha fazla kurur.
Temizlerken yumuşak huylu doğal bir yüz sabunu ile yıkamalı, havluyla haşır haşır ovalayarak değil de çok yumuşak bir kaç kat tülbentle ya da kağıt havluyla ıslaklığı pıt pıt dokundurarak almalıyız.
Yıkadıktan sonra yine uygun bir tonik kullanılabilir ki benim yediden yetmişe herkese önerim sabittir: gülsuyu.. Gerçek saf gülsuyu iki parça pamuğa dökülüp iki el yardımıyla (göz çevresi hariç) tüm yüz ve boyun cildinde daireler çizerek gezdirilir. Sonra bırakın kendisi ciltte emilsin. Kokusu sinsin, aromaterapik olarak sizi de cildinizi de rahatlatıp, fırsat bulunca tabak kadar büyümeye gayret eden gözenekleri biraz toparlasın.
Sonra nemlendirici.. göz çevresi bakımı.. makyaj bazı… diye gider…
Ama unutmayalım.. böyle nazik nazik temizlemek yetmez.. Haftada bir defa da soyup soğana çevirmek lazım ki ciltte biriken ölü hücreler, havadan gelen kir pas, makyaj birikintileri sıyrılıp atılsın. Fiziksel ya da kimyasal soyma işlemi sonucunda cilt nefes alır, canlanır ve parlar. Lekeler azalır, aşırı yağdan arınmış cilt kendine gelir. Kan dolaşımı uyarılır.. Bin derde devadır soymaca.. Peeling denilen bu soyma işlemi için çok da abuk sabuk ürünlere para harcamaya sonra da kenara atmaya gerek yok.. En kral, en evde hazırlanabilir peeling zaten bu sayfalarda mevcut… Buyrun buradan okuyun.. yarından tezi yok haftada bir defa yapın da farkı görün…
Bundan sonraki yazılarda da böyle küçük, tadımlık bilgiler olacak. Lütfen yorumlarınızı ve sorularınızı sihhatlerolsun@gmail.com adresime iletin.
Güzel günler dilerim.
Ecz. İpek Akarçay
İpek Sabun